UNUTULMA HAKKI
Unutulma hakkı; dijital dünyada yer alan bireylere ait rahatsız edici her türlü kişisel içeriğin, yine bireylerin talebi üzerine bir daha geri getirilemeyecek biçimde ortadan kaldırılması/silinmesidir. Demek ki öncelikle unutulma hakkının var olabilmesi için bir kişisel içeriğin olması ve bu içeriğin dijital dünyada var olması gerektiği anlaşılmaktadır. Unutulma hakkının kullanılması, dijital ortamda yer alan hukuki ve meşru şekilde yer alan içeriğin artık arama motorlarında ulaşılamayacağı sonucunu doğurur. Ancak unutmamak gerekir ki hakkın kullanımı bireyin talebine bağlıdır.
Unutulma hakkının ortaya çıkışını dayandırdığımız temel, özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunmasıdır. Nitekim kişinin geçmişte yaşadığı ya da sorumlusu olduğu olumsuz olayların kendisi yahut yaşantısı değişse dahi dijital dünyada ilelebet kalacak olması büyük ölçüde kişinin manevi varlığına, onur ve haysiyetine ve geleceğine önemli derecede zarar vereceği ortadadır. Bu sebeple kişilik haklarına vermekte olduğu zarardan ötürü hem pozitif hukuk hem de evrensel bazda hukuk literatüründe “unutulma hakkı” yerini almıştır.
UNUTULMA HAKKININ KAPSAMI VE SINIRI
Unutulma hakkı ilk olarak Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Yönetmeliği’nin “Unutulma ve Silinme Hakkı” başlıklı 17.maddesi ile düzenleme altına alınmıştır. Düzenlemeye göre kişisel verilerin işlenme amacının ortadan kalkması, veri sahibi tarafından verilen rızanın geri alınması, verinin işlenmesi için hukuki bir dayanağın bulunmaması, verilerin işlenmesinde hukuka aykırılık olması, veri sorumlusunun tabi olduğu AB veya üye devlet hukuku bakımından kişisel verileri silme yükümlülüğünün bulunması veya verinin topluma hizmeti sunmak amacıyla işlenmesi halinde veri sahibi söz konusu kişisel içeriğin silinmesini ve daha fazla işlenmemesini talep etme hakkına sahiptir. Ancak belirtmek gerekir ki unutulma hakkının da sınırları bulunmaktadır. Hakkı aşırıya kullanmanın da bazı hakları ihlal edeceği aşikardır. Bu sınırlar; içeriğin kamu yararının bulunması, içerik sahibinin resmi bir görev ifa etmesi, içeriğin bilimsel veya tarihi araştırmalarda kullanılması için arşivlenmesi, içeriğin milli güvenlik kapmasında bulunması, içeriğin toplum sağlığını korumasına ilişkin faaliyet yürütmesi gibi durumlardan herhangi birinin söz konusu olduğu hallerde içerik sahibi unutulma hakkını kullanmak için talep ileri süremeyecektir. Ayrıca bu sınırlara ek Anayasada m.14 f/1-2 de” Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz. Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.” yer alan bu düzenlemede içerikten ayrı bir sınır daha getirilmiştir.
UNUTULMA HAKKININ TALEBİ VE UYGULANMASI
Avrupa Adalet Divanı kararı gereğince Google hazırladığı özel başvuru formu ile internet sayfaları üzerinden bireylerin unutulma haklarının taleplerini almaktadır. Karar, AB üyesi 28 ülke vatandaşları için uygulanmaktadır. Ayrıca Google; Norveç, İzlanda, İsviçre vatandaşlarına da talep hakkı tanımıştır. Ülkemizde de unutulma hakkını kullanmak isteyen kişi, ilk olarak arama motoru olan şirkete bu talebini oluşturulan formla iletmelidir. Talep sonrası arama motoru şirketi olumsuz yanıt verdiyse ya da herhangi bir yanıt vermediyse Kişisel Verileri Koruma Kurumu’na başvuru yapabilir.
UNUTULMA HAKKININ TÜRK HUKUKUNDAKİ YERİ
Türk Hukukunda unutulma hakkı ile ilgili doğrudan bir düzenleme bulunmamakta ve henüz özel olarak yasalaşmamıştır. Anayasamızda direkt olarak bahsedilmeyen unutulma hakkını biz Kişisel verilerin korunması hakkına ve bazı temel anayasal haklara dayandırmaktayız.
AY m.17, kişinin dokunulmazlığı ve maddi-manevi varlığı hakkındaki f/1” Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.” AY m.20, özel hayatın gizliliği hakkında f/1 “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.” maddelerine dayandırarak ayrı bir hak olarak görmekteyiz. Konu hakkında yol haritamızı Yargıtay Kararları ve kanuni düzenlemeler oluşturmaktadır.
Yargıtay’ın 17.06.2015 tarihli ve E.2014/4-56, K. 2015/1679 sayılı kararının ilk kısmına göre:
“…Unutulma hakkına gelince; unutulma hakkı ve bununla ilişkili olan gerektiği ölçüde ve en kısa süreliğine kişisel verilerin depolanması veya tutulması konuları, aslında kişisel verilerin korunması hakkının çatısını oluşturmaktadır. Her iki hakkın temelinde bireyin kişisel verileri üzerinde serbestçe tasarruf edebilmesini, geçmişin engeline takılmaksızın geleceğe yönelik plan yapabilmesini, kişisel verilerin kişi aleyhine kullanılmasının engellenmesini sağlamak yatmaktadır. Unutulma hakkı ile geçmişinde kendi iradesi ile veya üçüncü kişinin neden olduğu bir olay nedeni ile kişinin geleceğinin olumsuz bir şekilde etkilenmesinin engellenmesi sağlanmaktadır. Bireyin geçmişinde yaşadığı olumsuz etkilerden kurtularak geleceğini şekillendirebilmesi bireyin yararına olduğu gibi toplumun kalitesinin gelişmişlik seviyesinin yükselmesine etkisi de tartışılmazdır.
Unutulma hakkı; üstün bir kamu yararı olmadığı sürece, dijital hafızada yer alan geçmişte yaşanılan olumsuz olayların bir süre sonra unutulmasını, başkalarının bilmesini istemediği kişisel verilerin silinmesini ve yayılmasının önlemesini isteme hakkı olarak ifade edilebilir…”
Yargıtay, 17.06.2015’te verdiği bir kararla direkt Avrupa Adalet Divanı’nın kararına atıfta bulunarak “üstün kamu yararı olmadığı sürece, dijital hafızada yer alan geçmişte yaşanan olumsuz olayların bir süre sonra unutulmasını, başkalarının bilmesini istemediği kişisel verilerin silinmesini veya yayılmasının önlenmesini isteme hakkı” olarak doktrine girmiştir. Kararda geçmişte suçtan hüküm giymiş kişinin adının isminin gizlenmeden hukuk pratik kitaplarında yer almasından dolayı unutulma hakkını talep etmiş ve mahkeme kararınca kabul edildiği geçmektedir. Kişinin özel hayatın gizliliğini ihlal edilmesine ve Anayasa Mahkemesi’nin devletin bireye, geçmişte yaşadıklarının başkaları tarafından öğrenmesini engelleyerek yeni bir sayfa açma olanağı verme konusunun ihaleline dayandırılmıştır.
Unutulma hakkının uygulanmasında coğrafi sınırın tespiti ve erişebilirliği büyük önem arz etmektedir. Yani bir ülkedeki silinen kişisel verinin başka bir ülke bağlantısından erişilip erişilemeyeceği sorunu ve coğrafi sınır tespiti gerekmektedir. Google coğrafi engelleme yöntemini kullanmayı teklif etmiştir yani arama yapan kişinin coğrafi konumunu tespit ederek o coğrafi konumdan yapılan aramaları engellemektedir. Yerel bağlamda istenen sonucu vereceği kuşkusuz ancak internetin uluslararası kullanıldığını unutmamak gerekir. Bu yöntemi uluslararası kullanabilmek için sınırlı ve özerk bir internet ağının olması gerekir. Bu sınırlı ve özerk internet uygulaması günümüzde ülkemizde ve Çin, İran, Kuzey Kore’de uygulanmaktadır.
>İnternet sitesinde yayımlanan video nedeniyle kişilik haklarına saldırıda bulunulması dahilinde internet erişiminin engellenmesi tedbiri alınabilir.
Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 02.11.2020 tarihli E.2019/8161 K.2020/13552 kararına göre;
“başvuru hakkında kişisel verilerin korunması ve unutulma hakkı çerçevesinde değerlendirme yapılması ve sonuç itibariyle başvuranın görüntüsünün izni olmaksızın 5 yılı aşkın bir süredir yayınlandığı video paylaşımının (ifade veya basın özgürlüğü kapsamında kalsa dahi) kişisel verilerin korunması ve unutulma hakkı çerçevesinde erişimin engellenmesine dair olumlu yönde bir karar verilmesi gerekirken; ortada herhangi bir basın organizasyonu veya basın faaliyeti bulunmadığı göz ardı edilerek, Anayasa Mahkemesinin basın özgürlüğü ve erişimin engellenmesi kararı verilmesi istenen bir basın kuruluşunun savunmalarına dair emsal kararından hareketle, başvurunun reddine karar verildiği anlaşılmakla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmüştür.”
Verilen kararda bir internet yayınının unutulma hakkı kapsamında internet ortamında çıkarılabilmesi için; yayının içeriği, yayında kaldığı süre, güncelliğini yitirme, tarihsel bir veri olarak kabul edilememe, kamu yararına katkısı, habere konu kişinin siyasetçi veya ünlü olup olmaması, halkın paylaşılan veriye yönelik hususlarda her somut olay açısından değerlendirilmeye tabi tutularak incelenmesi gerektiği ayrıntıyla izah edilmiştir. Ortada herhangi bir basın organizasyonu veya basın faaliyeti olmadığı göz ardı edildiği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bu özellikleri dikkate aldığında Burhaniye Sulh Ceza Hakimliğinin 14/12/2018 tarihli 2018/3053 değişik iş kararını bozmuştur.
>Yargıtay Kararında adı geçen kişinin rumuzlanmadan kitapta yer almasına ilişkin unutulma hakkı kullanılarak manevi tazminat talep edilebilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.06.2015 tarihli E.2014/56 K.2015/1679 kararına göre;
“ …4 yıl önce gerçekleşen bir olayın mağduru olan kişinin adının açık bir şekilde yazılarak kitapta yer alması halinde unutulma hakkının bunun sonucunda da davacının özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiği kabul edilmelidir. Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın “Google Kararı”nda açıkladığı gibi ilgili verinin kamu hayatında oynadığı önemli rol ve halkın ilgili veriye yönelik yoğun ilgisi şeklinde, üstün bir kamu yararını ortaya koyan özel sebepler bulunmadığına göre bilimsel esere alınan kararda kişisel veriler açık bir şekilde yer almamalıdır…”
“…O halde davacının isminin rumuzlanmadan kitapta yer almasının unutulma hakkı ve bunun neticesinde özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği dikkate alındığında davacı lehine manevi tazminat koşullarının gerçekleştiğinin kabulü zorunludur…”
Verilen kararda davacı, geçmişte yaşanan olayın olumsuzluklarının silinmesini ve hayatının devam edebilmesi için engel oluşturmamasını talep etmektedir. Hayatında yeni bir sayfa açma isteminde bulunan davacı bu istemini yargılama sırasında dilekçesinde de ısrarla durmuştur. Ancak ihlal edilen kişilik hakkıyla davacı, oy çokluğu ile manevi tazminat hakkını kazanmıştır.
>Kişinin geçmişteki düşüncesi, görüşü ve kanaatleri, siyasi eğilimi, yargılanıp beraat ettiği olayla ilgili koruması gereken bilgilerin gündeme getirilmesi unutulma hakkıyla kaldırılabilir.
Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 14.01.2020 tarihli E.2017/2479 K.2020/30 kararına göre;
“…Davacının geçmişteki düşüncesi, görüşü ve kanaatleri, siyasi eğilimi, yargılanıp beraat ettiği olaya ilişkin bilgi ve belgeler korunması gereken kişisel verilerden olup, unutulma hakkı kapsamındadır. Davacının geçmişteki siyasi eğilimlerinin ve dünya görüşlerinin gündeme getirilmesi bir hakim olarak bağımsız ve tarafsız olması gereken davacıyı hedef olarak göstermiş ve bundan sonrası için de görevini yapmasını zorlaştırmıştır…”
Verilen karar karşı oy yazısı içerisinde yer almaktadır ve haber 20 yılı aşkın süredir çok eski bir olaya dayanmaktadır, güncel değildir. Kişi sonrasında hakimlik mesleğine atanmıştır. Haberde kişinin mesleğine atanma kriterlerinden çok kişinin siyasi eğilimine ve beraatle sonuçlanan tehdit olayı anlatılarak özle biçim arasındaki denge bozulmuştur. Amaçlanan konudan farklı bir konu anlatılarak eleştiri sınırları aşılmıştır.
>Kişinin FETÖ/PYD üyeliği soruşturmasında kovuşturmaya yer olmadığı kararının çıkması ancak haberlerin halen daha dijitalde devam etmesinin unutulma hakkı kapsamında görülebilir.
Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 08.04.2019 E.2019/18935 K.2019/6882 kararına göre;
“Somut uyuşmazlığın çözümü için yerel mahkemece yapılması gerekenler; öncelikle Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmak suretiyle, başvuran hakkında dosyada mevcut 08.06.2018 günlü “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı fotokopisinin aslı gibi onaylı bir suretinin dosyaya gönderilmesinin istenmesi, devamla başvuranın dilekçesinde belirtilen URL adresleri üzerinde bir bilirkişi marifetiyle araştırma yapılarak haber paylaşımları içerisinde başvuranın FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği suçlamasıyla tutuklandığını hatırlatacak nitelikte, başvuranın fotoğrafı ve adının da yer aldığı tüm haberlerin tespit edilmesi ve nihayet bu haberler üzerinde yapılacak inceleme sonucu, başvuranın kişilik haklarını ihlal eden, güncelliğini yitiren ve üzerinde kamu yararı kalmayan tüm haberlerin ayrı ayrı belirlenerek tespit olunacak URL adreslerindeki yayınlara, kişisel verilerin korunması ve unutulma hakkı kapsamında, 5651 sayılı Kanun’un 9. maddesi gereği erişimin engellenmesine karar verilmesi ile gereği için kararın bir suretinin ilgili mercilere gönderilmesi gerekirken başvuranın talebinin gerekçesiz şekilde reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmüştür.”
Verilen kararın somut olayında şahsın bir televizyon programı sayesinde ün kazanması ve bu haberlerin halkın gözünde kendisini kötü göstermesi sebebiyle itibarını zedelediği gerekçesiyle unutulma hakkının kullanılmasını talep etmiştir.
>İçeriğin internet adresi olarak tanımlanan URL adresinin “http” veya “https” olup olmadığına bakılmadan unutulma kararıyla kaldırılması gerekir.
Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 02.11.2021 tarihli E.2021/20314 K.2021/14119 kararına göre;
“Somut uyuşmazlıkta; başvuranın toplamda (12) adet URL adresinde kişilik haklarını ihlal eden yayın yapıldığından bahisle erişime engellenmesinin talep ettiği, ilgili Sulh Ceza Hakimliğince, yabancı (yurt dışı kaynaklı) sosyal ağ sağlayıcılarının URL adreslerinin “https” uzantılı olması gerekçesiyle reddine karar verildiği, karara yapılan itirazın da gerekçesiz biçimde reddedildiği görülmektedir. Erişimin engellenmesi talebinin uygulanmasına (infazına) dair teknik gerekçeler, Sulh Ceza Hakimliğinin inceleme ve değerlendirme konusu olmayıp, yapılan itirazın merci tarafından esastan incelenerek, yayının kişilik haklarının ihlal edip etmediği ve basın özgürlüğü kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması ve bu hususta internet yayın uzantılarının “https” olup olmadığına bakılmaksızın bir karar verilmesi gerekir.”
Verilen kararla birlikte unutulma hakkına ihlal olan her dijital platform adresinin ağının ne olduğuna bakılmaksızın karar verileceği ve yine önemli olanın içerik ve şahsın kişilik hakkı olduğu anlaşılmaktadır.
>Kişinin henüz kesinleşmemiş, itiraz yolu açık olan veya itiraz edilmiş olan soruşturması hakkında yapılan kişiyi küçük düşürecek ve kişilik haklarını ihlal edilecek şekilde dava konusunun haber yapılması basın yayın özgürlüğüne değil unutulma hakkına girebilir.
Yargıtay 19.Ceza Dairesi’nin 05.07.2018 E.2018/3164 K.2018/8234 kararına göre;
“…henüz kesinleşmemiş ve itiraz yolu açık olan, ayrıca itiraz edilmiş bir karar olan İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliğinin 03/08/2017 tarihli ve 2017/3162 değişik iş sayılı kararından bahsedilmekte, itiraz merciince verilen karar hakkında her hangi bir açıklamada bulunulmamakta, öte yandan haberin kişilik haklarını ihlal ettiğinden bahisle bozulması talep edilmekte, Dairemizin somut olayla benzer mahiyette bir davada vermiş olduğu 05.06.2017 tarihli, 2016/15510 E.- 2017/5325 K. sayılı unutulma hakkı konulu güncel kararı ile benzer şekilde, haberin “basın özgürlüğü” sınırları içinde değerlendirilemeyeceği, öte yandan unutulma hakkı sınırları içinde kaldığı, başvuranın talebinin bir “erişimin engellenmesi” talebi olarak kabul edilip kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verildiği anlaşılmakla…”
Verilen kararda itiraz edilen soruşturma hakkında kişiyi küçük düşüren haberlerin bulunduğu ve kişinin haberlere erişim engeli talep getirdiği bu talebin de Yargıtay kararınca onaylandığı belirtilmektedir.